DEVLER yine birleşti
Oracle ve Salesforce.com şirketleri farklılıklarını bir yana bırakıp bulut bilişim servisleri konusunda piyasalarda şok etkisi yapan 9 yıllık bir anlaşmaya imza attılar.

Salesforce.com şirketi CEO’su Marc Benioff, Oracle CEO’su Larry Ellison’ la bulut bilişim platformlarının entegre edilmesi konusunda aynı görüşe sahip olduklarını söyledi. Larry Ellison  müşterilerin beklentilerine vurgu  yaparak 2 ayrı satıcıdan satın alınmış da olsa bulut bilişim yazılımlarının kutudan çıkarken entegre olarak ve sorunsuz çıkmasını istediklerini belirtti.

Geçmişte bu iki şirketin bulut üstüne çekişmesini zevkle seyredenler suların durulmasından çok da memnun görünmüyor, hatta bu konuda Benioff’ un “Umarım bu durum eğlencemizi bozmaz, bu endüstride en çok hoşlandığım şey de buydu” dediği belirtiliyor.

Analistler, Oracle şirketinin veri tabanı ile Salesforce.com şirketinin “Müşteri İlişkileri Yönetimi” yazılım paketinin birleştirilmesinin performans sorunlarına yanıt getireceğini ve sistemin daha hızlı çalışmasını sağlayacağını belirtiyorlar.

Oracle CEO’ su Ellison Saleforce.com şirketinin dünyanın en büyük  bulut şirketi olduğunu, Oracle şirketinin Salesforce.com’ a en üst düzeyde güvenilirlik kazandıracağını söyledi. Buna karşılık Benioff, kuruldukları günden bu yana Oracle’ ın müşterisi olduklarına, şimdi ise Oracle’ in kendi servis müşterisi olduğuna vurgu yaparak “veritabanı alanında dünyada Oracle’ dan daha büyük başka bir şirket yok” dedi. Benioff, gelecekte Oracle-Saleforce.com ilişkisinde “fırsatların sonsuz olduğunu” da sozlerine ekledi.



Oracle, Salesforce Team Up

In a major strategy reversal Oracle Corp.  is teaming up withSalesforce.com, ( its fierce competitor in the cloud-based customer relationship software market. This is Oracle’s second successive high-profile deal within a short span of time, after it announced an alliance with long time foe Microsoft on Jun 24.

The Oracle-Salersforce partnership spans over a nine-year period and covers every aspect of cloud computing. Under the terms of the deal, Salesforce software will run on Oracle’s Linux (previously Salesforce used Red Hat Linux) and its cloud based applications will support Exadata hardware.

Oracle entered the hardware market through the acquisition of Sun in 2010. However, the hardware business failed to achieve significant traction and has been a drag on top-line growth over the last couple of years. Oracle expects hardware growth to rebound in the upcoming first quarter of 2014.

We believe that Salesforce’s endorsement of Oracle’s engineered systems (Exadata, Exalogic, Exalytics) is a much needed boost to Oracle’s hardware segment in terms of revenues as well as customer expansion going forward. In the past, Salesforce has used Dell hardware.> READ MORE

TEDGlobal: Cloud schools offer new education

Children in developing countries could educate themselves using computers, the TEDGlobal conference in Edinburgh has been told.
Prof Sugata Mitra was outlining details of the first "school in the cloud".
While there would be an online adult moderator at times, the pupils would largely organise themselves, he said.
Meanwhile, an MIT professor laid out his vision of bringing the very best university education to some of the poorest parts of the world.
Prof Anant Agarwai already has one million students enrolled in his online school, edX, an online platform offering courses from some of the highest-profile universities.
He started the non-profit website because he believed it was time for a radical shake-up of education.
"Education has not changed in 500 years - we still herd children like cats into classrooms at 9am."
Such a model might work to a certain extent in the developed world but for many parts of the world, another way of doing things is needed.
The edX platform now has 27 university partners, all offering online courses in a wide range of subjects.
"For the first time, learners are able to take course from some of the best professors in the world," said Prof Agarwai.> READ MORE





Ingiltere ve Amerika' da isler yolunda Avrupa da neden geride?

Sağlık hizmetlerinde yeni teknolojilerin benimsenmesi hep arkadan gelmiştir. Bulut bilişim de bunun dışında değil. Sağlık sektörüne Bulut bilişimin ilk girişine Amerika Birleşik Devletleri önayak oldu. Bunu Avrupa Birliği izledi. Ancak Avrupa Birliği ozellikle veri güvencesi konusuna takilmiş durumda. İngiltere ise sağlık hizmetlerinde bulut bilişimi benimsede en cüretli adımları atan bir ülke oldu.

Sağlık Bulutu şu ana kadar ana hatlarıyla bir Amerikan fenomeniydi. Medikal ve sağlık kayıtlarına elektronik araçlarla ulaşmayı benimseyen insentifler burada başrolü oynadılar. Bunların arasında ARRA (Amerikan Kurtarma ve Yeniden Yatırım Yasası), HİTEC (Ekonomik ve Klinik Sağlığı Yasası için Sağlık Bilgi Teknolojisi) ve İCD-10 (Tanı kodları) sayılabilir.

Amerika’ da sağlık bulutunda ilerlemeler labaratuar ve radyoloji sistemleri, resimle bilgi ve arşivleme sistemleri gibi klinik uygulamalarda gerçekleşti. Bu alanlarda bulut yazılımlarının güç kazanmasının nedeni büyük bir hızla büyüyen veriler ve bu verilere anında ulaşımın getirdiği gereksinimler oldu.
Bu arada Avrupa’da büyük zorluklar yaşandı. Çalışmalar daha çok  Bulut bilişim alanında  özellikle sınırlar ötesi veri depolamaları, veri güvenliğini sağlayacak yasaların hazırlanması vbg konularda yoğunlaştı. İşleri zorlaştıran başka konular da bazı bulut sağlayıcılarının verilerin saklandığı yerleri açık etmemesi, bulut bilişimin kullanılmasındaki karmaşık iş modelleri oldu.

 Avrupa daha çok bu tür ciddi soruların sorulduğu ve bu sorulara açıklık getirmeye çalişan bir merkez durumuna geldi. Avrupa Birliği Digital Gündem Başkanı Neelie Kroes, her Avrupa Birliği yurttaşının ve şirketinin iki noktada kafasının tam açıklığa kavuşması gerektiğini söyledi: Bunlardan biri, bulut sağlayıcıları tarafından korunan kişisel verilerin Avrupa Birliği kurallarına uyup uymadığı, diğeri ise Avrupa Birliği’ nden doğan verileri depolayan ülke hükümetlerinin, veri koruması ve gizliliği konusunda yeteri kurallara sahip olup olmadığı. Bu konudaki hassaslıktan ötürü neredeyse Avrupa Birliği’ nin Hindistan’ la yaptığı Avrupa birliği Hür Ticaret Anlaşması rayından çıkmak üzereydi. Bilindiği gibi Hindistan dünyanın en büyük Bilgi Teknolojileri dış kaynak sektörü durumda.

Bulut bilişimin veri koruması ve gizliliği yönleri Avrupa Birliği’ nin bu alanda en yakın müttefiki olan Amerika’ yla da arasını açmış durumda. Bu durum nedeniyle Avrupa Birliği şirketleri Amerika’ da üstlenmiş olan bulut bilişim sağlayıcılarını kullanmaktan çekiniyorlar. Buradaki en önemli sorunlardan biri Amerika’ daki  Patriot Act-Yertseverlik Yasası. Bu yasa, Amerika Birleşik Devletleri Güvenlik mensuplarına Avrupalıların verilerine erişme hakkı tanıyor.

Bu türden engellemeler geçmişte başka alanlarda da görülmüştü. Örneğin hava yolları yolcularının bilgileri bunlardan biri. Ancak bu konuda Avrupa Birliği, Nisan 2012 yılında ABD’ ye yol verdi. Hatta yalnızca Amerika’ ya gidip gelen Avrupa havayollarına değil, Avrupa Birliği’ ndeki diğer havayollarına da yolcu bilgilerini alma izni çıktı.

Bulutta veri gizliliği ve güvenliği ile ilgili sorunlar üstünde çalışılırken, Avrupa Birliği’ nin Bulut Bilişim yarışında da treni kaçırmak istemediği ortada.

Avrupa Komisyonu’ nun yayınladığı “Avrupa’ da Bulut Bilişim Potansiyelinin Ortaya Çıkarılması” konulu bildirgede Bilişim Teknolojileri sektöründe, Bulut Bilişim sayesinde her yıl 160 bilyon Avro tasarruf sağlandığı, bunun kişi başına 300 avro civarında olduğu söyleniyor. Buna ek olarak etkili bir Avrupa Birliği Bulut stratejisinin 2.5 milyon civarında yeni iş yaratacağı bildiriliyor.

Sonunda Avrupa Birliği Komisyonu şöyle bir öneriyle geldi: Bulut Bilişim sözleşmeleri, kullanıcı verilerinin fiziksel olarak hangi lokasyonda tutulduğunu belirtmelidir. Avrupa Parlamentosu’nda tartışmaya açılmış durumda olan bu öneri, kullanıcı verileri ya Avrupa Ekonomi bölgesi’ nde (yani Avrupa Ekonomik Topluluğu, artı İzlanda, Lihtenstayn ve Norveç) ya da bu ülkelere eşit gizlilik yasaları olan ülkelerde tutulmalıdır, diyor. Ancak bu önerinin hiçbir hükmü Bulutu özellikle kapsamıyor çünkü bulut bilişim sınır tanımıyor. Bu konuyla ilgili olarak da Avrupa Birliği, ortak Bulut bilişim standardlarıni belirlemek amacıyla Paris’ deki OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ile  ve bulut hizmetlerinin sınır ötesi satın alma kurallarını belirlemek için de Cenevre'deki Dünya Ticaret Örgütü  ile çalışma yapmayı planlıyor.

Avrupa’ da Bulut bilisimin önündeki engellerden biri de  Avrupa'nın en büyük ekonomisinde yatıyor. AB Komisyonu uzmanı Carl-Christian Buhr’ a göre, Alman kuralları, Bulut Bilişimi kullanmak isteyen şirketlerin önünü kesiyor. Çünkü bu kurallara göre şirketlerin kendi Bilişim Altyapılarında fiziksel kontrollerinin olması gerekiyor.

Denklemin diğer ucunda İngiltere var. İngiltere 2012’ nin ilk aylarından başlayarak Kamu-Bulutu (G-Cloud) olarak adlandırılan bir sistem geliştirdi. Kamu Bulutu kamu kuruluşlarının bulut altyapısını oluşturuyor. Kamu kuruluşları hükümetin onay verdiği bulut sağlayıcılarını Bulutmağazası (Cloudstore) olarak adlandırılan ınternet portalinden seçiyor ve satın alıyor. Bu listenin içinde dünyaca tanınmış Amazon ve Google gibi bulut bilişim sağlayıcısı büyük şirketler yok. O güne kadar alışılagelmiş geleneksel tedarikçilere de yöneticiler direniyor. Ortak kanı, İngiltere’ nin Kamu-Bulutu projesiyle yeni teknoloji cephesine planlı bir giriş yaptıği.

40.000 civarında İngiliz Sağlık Örgütü’ nu denetleyen İngiliz Sağlık Kalite Komisyonu, İçerik Yönetim Sistemi yazılımı için geleneksel sağlayıcılar yerine hükümetin Kamu-Bulutu 2.evre listesinde yer alan Ixis şirketini seçti. Ixis şirketi hem SaaS “Servis Olarak Yazılım”, hem de PaaS “Servis olarak Platform” alanlarında başarılı bir bulut bilişim sağlayıcısı şirket.

İngiltere aynı zamanda Kamu-Bulutu’ nu tek bir büyük paket halinde değil, 3-6 aylık ihalelerle piyasaya sürüyor. Böylece daha sonraki ihalelerde ince ayar yapabilmek amaciyle kullanıcı isteklerine ve önerilerine zaman tanınmış oluyor.

Dünyanın önde gelen Bilgi İletişim yayın organı “Computerworld” e göre, Bu güne kadar yalnızca 4 milyon İngiliz poundu harcanmasına rağmen “Kamu-Bulutu projesinin doğru yönde çok büyük bir adım olduğunu hiçkimse yadsıyamaz”.


Bulut güvenliği konusundaki bütün endişelere ve düzenleyici çerçevelerin çizilme uğraşılarına rağmen Avrupa Birliği  Bulut Bilişimi öne sürme gayreti içinde. Bulutta sağlık alanında Amerikan şirketlerinin üstünlüğüne karşın Avrupada’ da Bulutta sağlık çözümlemeleri üstüne araştırmalar teşvik edilmekte. Bu girimleri desteklemek üzere SUÇRE (Bulut Araştırmaları Çalışma Örgütü)’ nu kuran Avrupa Birliği, bulutta sağlık hizmetleri üstüne çalışan şirketleri şöyle sıralıyor: VİSİON Cloud, Midas, CELAR, neuGRİD, KC Class Stratosphere ve Tclouds. SUÇRE’ nin yaptığı araştırmalardaAvrupa’ da sağlıkta bulut sistemleri üstüne önemli bir araştırma ve durum çalışması mevcut değil. SUÇRE’ nin yazar kadrosu bu alanda gerekli olan bir çalışmayı 2014 yılında son rapor durumuna getirerek yayınlayacak.



Reaching for the skies: Healthcare and cloud computing


Healthcare has traditionally been a late entrant in adopting new information technology innovation, and the Cloud is no exception. In terms of markets, the US has been a first mover in healthcare Cloud applications. The EU has spent a great deal of time and effort assessing its implications, above all on data privacy. Britain, however, may have taken the most significant steps to begin endorsing use of the Cloud in its healthcare system.

Cloud computing comprises platforms and applications (online operating systems, file and data sharing), as well as infrastructure (Web-based data storage and access). Service providers bill users on the basis of  subscriptions or pay-as-you-go. The latter is a key incentive for growing interest in the Cloud, given that it allows businesses to reduce upfront investments and scale up on the basis of real requirements rather than anticipated ones. The Cloud’s use-based pricing model is also cost-effective for occasional spikes in demand (for example, clinical laboratories in flu seasons) rather than supporting redundant IT capacity through the rest of the year.



A utility in the making, the US in the lead
On the supply side, some Cloud computing vendors have developed their own end-to-end offerings. Others procure platforms and applications from third parties, and often outsource their infrastructure. This aggregation is again based on a heterogeneous mix of business models. Overall, the Cloud industry is clearly developing into a utility, like electricity, gas or water.
Healthcare Cloud computing has so far been principally a US phenomenon, driven by incentives and regulations for adopting electronic medical or health records. Topping the list here is ARRA (the American Recovery and Reinvestment Act) and HITECH (the Health Information Technology for Economic and Clinical Health Act), which mandate the adoption of electronic medical and health records. Alongside, regulations for switching over from ICD-9 to ICD-10 diagnostic codes also provide a window for hospitals and health practitioners to assess both the opportunities and challenges in Cloud computing.


The impact of such drivers in the US has been seen in some of the toughest fields of healthcare, and those differing most from generic industry applications for the Cloud – such as payroll processing, billing and cost accounting. Cloud vendors have successfully made headway in clinical applications such as laboratory– and radiology information systems (LIS and RIS) as well as picture information and archiving systems (PACS). In each of these, rapidly escalating volumes of data coupled to requirements for real-time access have strengthened the case for the Cloud at an especially opportune moment – just as federal funds have flowed in for implementing electronic records.> READ MORE