IEEE’ den Bulut degerlendirmeleri ve guvenlik sorununa bir oneri: Bulut bilisimde guvenlik sigortalari
Su gunlerde “Buluttayiz” sozcugunu iceren reklamlari bir televizyon kanalinda, bir magazin makalesinde ya da bir web sitesinde gormek olagan bir hale geldi. Dokumanlarinizi depolayabiliyorsunuz, muzik, fotograf ve videolariniza dunyanin heryerinde her cihazdan ulasabiliyorsunuz. Bulut giderek artan bir bicimde hayatimizin icine girmeye basladi.
Sizin de isletmeniz bulut bilisimi kullanmali mi? Yoneticilerinizi bulut bilisime gecmekten alikoyan unsurlar neler? Bu yil Bulut Bilisim alanindaki calismalar icin 500000 Amerikan Dolari yatiran IEEE (Elektrik ve Elektronik Muhendisleri Kurumu) bu sorulara yanit vermek uzere kendi alanlarinda uzman iki kidemli uyesiyle bir roportaj yapti: Bunlardan biri Alexander Pasik, IEEE’ nin Bas bilgi uzmani, digeri ise Coughlin Associates’ in veri depolanmasi danisma gurubu baskani ve ayni zamanda IEEE Tuketici Elektronik Dernegi’ nin islem ve planlama gurubu baskan yardimcisi olan Thomas Coughlin.
Coughlin’ e gore bulut bilisim bir tur “Teknoloji kaynaklarinin disa verilis bicimidir.” Coughlin’ e gore Internet agiyla baglanmis makinalar ve birbirinden uzak digital depolar is merkezleri ve kisisel uygulamalar icin olanak cesitliligi sunuyor. Bunlar IaaS (Alt yapi olarak hizmet), PaaS (Platform olarak Hizmet), ve SaaS (Yazilim olarak Hizmet) seklinde guruplandiriliyor.
Pasik’ e gore IaaS’ le musteriler hizmet saglayici firmalarin veri merkezlertindeki sanal sunuculara erisebiliyorlar ve onlari istedikleri sekilde kullanabiliyorlar. Musteriler kendi yazilimlarini bu sanal sunucularda kurabiliyor ve onlarin bakimindan sorumlu oluyorlar. “Buradaki yarar esneklik ve olceklenebilirlik” diyor Pasik “Ornegin genel olarak 3 ya da 4 servise ihtiyaci olan bir musteri tatil doneminde 50 sunucuya gereksinim duyuyorsa, bu sunucularin hepsini satin almak zorunda degil, bu ek sunuculari bulut sisteminden kiralayabilir.” Ornegin Amazon sirketinin EC2 bulut sistemi bir IaaS sistemidir – musteriler kendi yazilim programlarini calistirdiklari sanal sunuculari buluttan kiraliyorlar.
PaaS’ la,r IaaS’ lerin butun ozelliklerine sahip, ancak bu ozelliklere ek olarak isletme platformunu yani isletme sistemini, gelistirme araclarini, veri tabanini ve web tarayicisini da kiraliyorlar. Boylece musteriler tum bu araclari satin alma, onlari yonetme ve bakim gibi ek masraflardan kurtulmus oluyorlar. Pasik, PaaS’ larla maliyetlerin dusutugunu, ancak PaaS saticilariyla yapilan sozlesmelere kitlenince kendi cihazlarinizi kullanamaz duruma gelebileceginizi soyluyor. Pasik, PaaS’ a ornek olarak kullanicilarin yazilim programlari yaratmak icin kullandiklari Google yazilim motorunu ve web uygulamalari icin kullanilan Google gelistirme araclarini gosteriyor.
SaaS ile de bulut bilisim saticilari, Salesforce gibi yazilim programlarinin, kullanicilarin erisebilecegi online satis yonetimi araclarinin kurulumu ve isletmesini kastediyorlar. SaaS’ da esneklik cok az, cunku saticilarin gelistirdigi yazilim programlarini kullaniyorsunuz, ancak yine maliyetleri cok ucuz, cunku musteriler bu yazilim programlarinin calistigi platformlari ve altyapilari yonetmek endisesinde degiller, bu yonetimi bulut bilisim saticilari ustlenmis durumda.
Pasik, bulut bilisimi bugun bu kadar populer yapan unsurun teknolojik gelismelerle birlikte insanlarin dusunce sistemindeki degisiklikler oldugunu soyluyor. Pasik “web tarayicilarinin standard bir kullanici onyuzu haline gelmesi ve Internet bant genisliginin artmasi dramatik bir degisiklige yol acti,” diyor ve ekliyor “Bulutta calismak icin hickimsenin bilgisayarinda hicbirseyin kurulumunu yapmak zorunda degilsiniz, cunku zaten web tarayicisi orada var.” Buna ilaveten isletmeler de artik teknolojiye daha acik bir hale geldi. “Son zamanlara kadar, bulut bilisimin benimsenmesi konusunda bir tereddut vardi.” Isletme yoneticilerinde onlari bulut bilisimden geri tutan bir korku hakimdi. “Bu korku gercekte ne bir analize , ne de sizin verinizin binaniz icinde oldugunda daha guvencede oldugu yolundaki bir bulguya dayaniyordu.” “Bu daha cok duygusal bir korku, yani eger veri benim binamin icinde kalirsa, daha cok kontrolum altindadir gibi bir duygusal korku”ydu, ve bu korku hala hakim durumda.
Bulut bilisimin potansiyel musterileri sunu gorduler ki, Google gibi buyuk ve parasi olan sirketler kendi veri merkezlerinin korunmasina sira geldiginde kucuk ve orta boy sirketlerin yapabileceklerinden daha fazla yatirim yapabilirler. Guvenlik konusunda buyuk sirketler daha cok para harcayabilirler.
Coughlin, eger isletmeler hala veri korunmasi konusunda endise duyuyorlarsa herzaman ozel bulut bilisim sistemlerini tercih edebilirler: Bu sistemler yalni ve yalnizca tek bir orgutun altyapisini isletirler. Boylece sisteme girisler her seviyede sinirlandirilabilir ve sifreleme daha fazla guvenligin yaratilmasina yardimci olur.
Bazi sirketlerde guvenlik konusunda bir algilama eksikligi var. Bu sirketler verilerini buluta koyma konusunda isteksizler. Onlar bulut saticilari da dahil olmak uzere hickimsenin kendi verilerine erismesini istemiyorlar. Pasik, bu korkularin ilerleyen guvenlik teknolojisi ve musterilere daha siki gizlilik korumasi saglayan sozlesmelerle sistematik bir bicimde giderilmeye calisildigini soyluyor.
Asilmasi gereken baska bir engel de “saltanati korumak.” Cogu bilgi teknolojileri mudurleri buluta tasinmakla kendi alanlarindaki kontrolu kaybedecekleri korkusunu tasiyorlardi. Ama zamanla sunu gorduler ki bulut bilisim sirketlerinin cikarlarini en iyi bir bicimde temsil ediyor.
Alt yapilarina cok para yatirmis sirketler icin en onemli engel ise degisim korkusu. “Eger cok iyi calisan bir veri merkezimiz varsa bunu neden degistirelim?” diye dusunenlere karsi Pasik sunlari soyluyor: “Bu tur isletmeler, mevcut veri cozumlerinine karsi nerede bulut cozumlerini kaldirac olarak kullanabileceklerini dikkatle ele almalidirlar.”
Gelecek birkac yil icinde bulut bilisimden ne bekleyebiliriz sorusuna Coughlin’ in yaniti su: Akilli telefonlari okuyucudan gecirerek yapilacak alisverislerde kullanilacak elektronik cuzdan (e-Wallet) uygulamalari yayginlik kazanacak. Fotograf, ses ve video kayitlarindaki lokasyon, zaman ve diger meta verileri otomatik olarak biriktirecek, uretecek ve depolayacak cihazlar gelisecek. Bu cihazlar nerede ve nezaman fotograf ve videonun cekildigini, hangi formatta cekildigini cabuk ve kolay erisim icin yakalayabilecek cihazlar olacak.
Pasik ayrica bulut sigortasi kavraminin onemli bir egilim olacagini soyluyor. Pasik bunu soyle acikliyor:” Su anda bir orgut bir veri saldirisinin finansal sonuclarina karsi bir guvenlik sigortasi satin almak istese bunu sadece kendi veri merkezi icin alabiliyor,” Buluttaki veriyi sigorta ettirmek henuz bir opsiyon degil, boyle bir sigorta politikasinin ortaya cikmasi bulut bilisime gecisleri hizlandiracaktir.”
Pasik bulut hizmeti veren sirketlerin urunlerinin birbirleriyle uyumlu bir butunluk saglamasinin kullanicilar acisindan onemine deginerek, Google sirketinin temel yazilim paketlerini, ornegin elektronik posta, takvim, iliskiler gibi yenileyip tasarim olarak birbirine benzettigini soyluyor, “Musteriler tutarli bir gorunume sahip sistemler konusunda kendilerini daha rahat hissediyorlar.”
Gelecek ne getirirse getirsin Pasik ve Coughlin bir konudan eminler: Tum isletmeler bulutu dusunmelidirler. Coughlin’ e gore, eger bulut bilisim konusunda egitimsizseniz ve bulut bilisimin isinizin gelisimi ve isletme masraflarinizin dusurulmesi konusunda size getirecegi potansiyeli goremiyorsaniz onemli bir rekabet desavantaji ile karsikarsiya kalacaksiniz demektir.
Pasik ise daha dobra koyuyor; Eger isletmeniz bulut bilisimle ilgilenmiyorsa, bilgi teknolojisine harcamasi gerektiginden cok daha fazla parayi harciyor, demektir.